Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tahminlerine göre, Türkiye nüfusunun 2100 yılında 77 milyonun altına düşeceği tahmin ediliyor. Nüfusun yaş yapısının önemli bir göstergesi olan yaş ortalamasının 2050 yılında 44,8, 52,2 olması bekleniyor. 2100 yılında yaşlı nüfus oranının yüzde 23,1’e, 2075 yılında yüzde 31,7’ye, 2100 yılında ise yüzde 33,6’ya yükselmesi bekleniyor. Çalışma çağındaki nüfus oranının ise 2100 yılında yüzde 54,6’ya düşeceği tahmin ediliyor.
ÜÇ FARKLI SENARYO VAR
TÜİK, “Nüfus Projeksiyonları, 2023-2100” araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Bu doğrultuda, son yıllarda Türk nüfus yapısında meydana gelen değişikliklerden kaynaklanan ihtiyaçlar ve kurumun revizyon politikası doğrultusunda, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi (ADNKS) 2023 yılı sonuçlarına göre demografik projeksiyonlar yenilenmiştir.
Sonuç olarak, doğum, ölüm ve göçlere ilişkin demografik göstergelerin mevcut durumunun devam edeceği ve artma veya azalma eğilimi gösterebileceği varsayılarak, ana, düşük ve yüksek olmak üzere üç farklı senaryoya dayalı demografik projeksiyonlar üretildi.
ANA SENARYODA 2030, 2050 VE 2100 YILI NÜFUS TAHMİNLERİ
Demografik göstergelerin mevcut yapısının korunduğu varsayılan ana senaryoya göre, 2023 yılında 85 milyon 372 bin 377 kişi olan Türkiye nüfusunun, 2030 yılında 88 milyon 188 bin 221 kişiye, 2030 yılında ise 93 milyon kişiye ulaşması bekleniyor. 2030’da 774 bin kişi. 2050’de 618 kişi.
Türkiye nüfusunun 2050’li yılların ortalarına kadar artacağı, daha sonra ise azalacağı öngörülüyor. Bu bağlamda 2100 yılında nüfusun 77 milyonun altına düşeceği tahmin edilmektedir.
DÜŞÜK SENARYOYA GÖRE NÜFUS 2100 YILINDA 55 MİLYONUN ALTINA DÜŞECEK
Doğurganlık göstergelerindeki hızlı düşüşün devam ettiği varsayılan düşük senaryoda, Türkiye nüfusunun 2044 yılında 89 milyon 959 bin 486 kişi ile maksimum büyüklüğüne ulaşacağı, 2100 yılında ise 55 milyonun altına düşeceği öngörülüyor.
Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olduğu varsayılan en iddialı senaryoya göre, Türkiye nüfusunun 2056 yılında 100 milyonu aşması bekleniyor.
MEDYA ÇAĞININ 2050’DE 44,8, 2100’DE 52,2 OLMASI BEKLENİYOR
Araştırma bulgularına göre Türkiye’de doğumda beklenen yaşam süresi artarken nüfus yaşlanmaya devam edecek. Nüfusun yaş yapısının önemli bir göstergesi olan ve 2023 yılında 34 olarak hesaplanan ortanca yaşın, 2050 yılında 44,8, 2075 yılında 51,5 ve 2100 yılında 52,2 olması beklenmektedir.
DOĞURGANLIKTA HIZLI DÜŞÜŞ, PROJEKSİYONU ETKİLEDİ
Bir kadının doğurganlık dönemine denk gelen 15-49 yaş aralığında doğurabileceği ortalama çocuk sayısını gösteren toplam doğurganlık hızının azalması ve uluslararası göç eğilimlerinin değişmesi, buna dayalı projeksiyonların üretilmesine yol açmıştır. Geleceğe dair farklı hipotezler üzerine.
Bir popülasyonun sayısal olarak aynı kalması, yani yenilenme düzeyinde kalabilmesi için, bu popülasyonu oluşturan her bireyin bir nesli geride bırakması gerekmektedir. Nüfusun artmaya devam etmesi için kadın başına düşen çocuk sayısının en az 2,1 olması gerekiyor.
Toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2,38 iken, 2003-2014 yılları arasında yenileme düzeyi olan 2,1’de sabit kalmış, ardından aşırı bir düşüşle 2023’te 1,51’e gerilemiştir. Demografik projeksiyon hesaplamalarında doğurganlık oranındaki düşüş ve bu konuda geliştirilecek politikaların olası etkileri de dikkate alındı.
TÜRKİYE’DE 2075 YILINDA HER 3 KİŞİDEN 1’İNİN YAŞLI OLMASI BEKLENİYOR
Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin 2023 yılı sonuçlarına göre yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki payı ilk kez yüzde 10’un üzerine çıktı. Ana senaryoya göre yaşlı nüfus oranının 2050’de yüzde 23,1’e, 2075’te yüzde 31,7’ye, 2100’de ise yüzde 33,6’ya ulaşması bekleniyor.
Nüfusun yaş ve cinsiyet yapısındaki değişimin devam edeceği tahmin ediliyor. 2023 ve 2075 yılları için bu değişimi gösteren nüfus piramitlerini incelediğimizde her 3 senaryoda da doğurganlıktaki değişimi, yaşlı nüfustaki artışı, genç ve çalışma çağındaki nüfustaki azalmayı gözlemliyoruz.
2100 YILINDA ÇALIŞMA ÇAĞI NÜFUSUNUN %54,6’YA ULAŞMASI BEKLENİYOR
Projeksiyona göre 2023 yılında 15-64 yaş grubundaki çalışma çağındaki nüfusun oranı %68,3 olacaktı. Bu oranın 2050’de yüzde 61,9’a, 2075’te yüzde 55,9’a, 2100’de ise yüzde 54,6’ya düşeceği öngörülüyor.
2023 yılında çocuk nüfus olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı %21,4 oldu. Ana senaryoya göre bu oranın 2050’de yüzde 15,1’e, 2075’te yüzde 12,4’e, 2100’de ise yüzde 11,8’e düşmesi bekleniyor.
DEMOGRAFİK FIRSAT PENCERESİNİN 2030 YILININ İLK YARISINDA KAPANMASI BEKLENİYOR
Toplam bağımlı nüfusun çalışma çağındaki nüfusun yarısından az olduğu dönem “demografik fırsat penceresi” olarak tanımlanmaktadır. Çocuk nüfusu olarak tanımlanan 15 yaş altı nüfusun toplam nüfusun yüzde 30’undan az olması ve yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfusun yüzde 15’inden azını temsil etmesi durumunda demografik fırsat penceresi açık olarak değerlendirilmektedir. toplam nüfus.
Projeksiyon sonuçları, 2030 yılının ilk yarısında yaşlı nüfus oranının %15’i aşacağını ve demografik fırsat penceresinin kapanacağını gösteriyor. (AA)