Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TİP Milletvekili Hatay Can Atalay’ın görevden alınmasının “hükümsüz” olduğuna ilişkin kararını görüşmek üzere bugün olağanüstü olarak toplanıyor. MHP, bugün saat 14.00’te yapılacak genel kurul toplantısına katılmayacağını açıklarken, muhalefet ise Meclis’in Atalay’ın meclise iadesi konusunda olumlu karar almasını istiyor.
‘CAN ATALAY TAHA AKYOL’DAN ŞİKAYETÇİ: ANAYASA KARARI YOK OLACAK’
Gazeteci Taha Akyol’un, Karar gazetesinde söz konusu davayla ilgili yazdığı yazı dikkat çekti. “Türkiye hukukun üstünlüğüne sahip bir ülke midir?” “Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un daha önce söylediği gibi Can Atalay hakkında TBMM Hükümeti karar verecek. Anayasa Mahkemesi’nin kararı yok sayılacak.” dedi.
UĞUR KIZILCA’DAN AKYOL’A TEPKİ
Akyol’un yazısı sert tepki aldı. Akyol’un suçlamalarına tepki gösteren Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikası Komisyonu üyesi Uğur Kızılca, “Anayasa Mahkemesi vurgusu olan her yerde büyük ölçüde bilgisizliğiniz, kısmen de kutsama tavrınız nedeniyle Anayasa 158/3’ün anlamını çalmayı bırakın. Anayasa Mahkemesi fetişizmi diyebileceğimiz, sağlıklı bir ruh hali olmayan bir yaklaşım “Şimdi dedi.”
Sürecin çarpıtıldığını iddia eden Kızılca, sosyal medyadan yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Usul ve maddi hukuk, şekil hukuku ve maddi hukuk ayrımı hukukun en temel bilgilerinden biridir. Farkında bile değilsiniz. Bu konuda daha önce yazılanları ya okumadınız ya da okumadınız.” Okuduğunuzu anladınız. Anayasa 158/3’ün anlamını son kez sizler için özetleyelim. Bir daha kendinizi böyle komik durumların içinde bulmayınız:
Görev çatışmasına ilişkin anayasal düzenlemenin bozulması
Anayasa’nın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne ilişkin 158. maddesinin son fıkrasında şöyle deniyor: “Diğer yargıçlar ile Anayasa Mahkemesi arasında görev konusunda çıkan uyuşmazlıklarda Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” tedarik dahildir. Bu hükmün bireysel başvuru kararlarıyla hiçbir ilgisi yoktur.
Uyuşmazlık Mahkemesinin yargı yetkisi, münhasıran Yargıtay ile Danıştay arasındaki görev uyuşmazlıkları ile adli ve idari yargılara ilişkindir. Uyuşmazlık Mahkemesi; Yargıtay, Danıştay ile diğer mahkemeler ile Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarına karar veremez. Bu nedenle Anayasa’da Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararlarına öncelik veren bir hüküm bulunmaktadır.
Anılan hüküm, mahkemeler ile Anayasa Mahkemesi arasında belirli bir konuda “yetkili mahkemenin kim olduğu” sorununun nasıl çözümleneceğine ilişkindir. Bu ancak ceza davalarında mümkündür. Ceza davasının yargı yetkisinin Yüksek Mahkemeye mi yoksa ceza mahkemelerine mi yoksa ceza dairelerine mi ait olduğu sorusu ortaya çıkabilir. Örneğin, üst düzey bir kamu yöneticisinin genel mahkemede mi yoksa Yargıtay olarak Anayasa Mahkemesinde mi yargılanacağı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıkarsa, Anayasa Mahkemesinin bu kişinin konumuna ilişkin kararı dikkate alınacaktır.
İşin niteliği göz önüne alındığında, tüzük denetimlerinde veya parti kapatma durumlarında böyle bir görev çatışmasının ortaya çıkmayacağı açıktır.
Bireysel başvurularda mahkemeler ile Anayasa Mahkemesi arasında davaya kimin bakacağı konusunda hiçbir zaman görev çatışması yaşanmayacaktır. Çünkü Anayasa Mahkemesi, olağan yargı mercii olarak mahkemelerin görev alanına giren bir konuya bakamaz. Mahkemeler Anayasa Mahkemesinin görev alanına giren konularda karar veremez.
Özetle bu hüküm usule ilişkindir ve mahkemelerin yargı yetkisine bağlıdır. “Hak hükmü esasa ilişkin değildir ve esasa ilişkin mahkeme kararlarında, örneğin Yargıtay ile Anayasa Mahkemesi arasındaki esasa ilişkin uyuşmazlıklarda dikkate alınamaz.”