Wilders, seçimden yaklaşık 6 ay sonra koalisyon hükümeti üzerinde anlaşmaya vardığını açıkladı ancak kimin başbakan olacağı belli değil.
Hollanda’da popülist siyasetçi Geert Wilders, en büyük parti olarak ortaya çıktığı genel seçimlerden yaklaşık altı ay sonra diğer üç sağ partiyle koalisyon hükümeti üzerinde anlaştığını duyurdu.
Ülkede dört sağ ve aşırı sağ partiden oluşan bir koalisyon üzerinde anlaşmaya varılması, Avrupa Parlamentosu seçimlerine haftalar kala başka bir Avrupa ülkesinin aşırı sağa kayma olasılığını gündeme getirdi.
Koalisyonda Özgürlük Partisi (PVV), Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD), Yeni Toplumsal Sözleşme (NSC) ve Köylü ve Yurttaş Hareketi Partisi (BBB) yer alacak.
Wilders, koalisyon ortaklarına göre “çok aşırı” olduğu için kendisinin başbakan olmayı beklemediğini, ancak partisi PVV’nin dört partili koalisyonda “itici güç” olacağını söyledi.
Kimin başbakan olacağı henüz belli değil.
Wilders, dört partinin müzakerelerin önündeki son büyük engel olan hükümet finansmanı konusunda anlaşmaya varmasının ardından Hollandalı yayıncıyla konuştu.
MGK, 6 Şubat’ta koalisyon görüşmelerinden çekilme kararı aldı. MGK açıklamasında bunun nedeninin ülkedeki kamu maliyesinin durumunun iç açıcı olmaması olduğu belirtiliyor.
Koalisyona ilişkin açıklama yapan Wilders, “Umarım oraya varırız (hükümet kurarız). Oraya varacağımızı düşünüyorum. İşlerin ters gideceğini düşünmüyorum.” Dedi.
Wilders, 22 Kasım 2023’te yapılan erken genel seçimde yüzde 23,5 oyla 150 sandalyeli parlamentoda 37 milletvekili kazandı. Dört partinin toplam milletvekili sayısı 88. Bu da rahat bir mutlak çoğunluk anlamına geliyor.
Şu anda 27 üyeli AB bloğunda en az altı hükümette yer alan veya bunlara liderlik eden aşırı sağ ve popülist partiler, 6-9 Haziran tarihleri arasında AB genelinde yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde zemin kazanıyor gibi görünüyor.
Avrupa seçimlere hazırlanıyor
Bu arada 27 Avrupa Birliği üyesi ülkede yaklaşık 400 milyon seçmen 6-9 Haziran tarihleri arasında sandık başına gidecek.
Seçimler, kurumun AB yasalarını hazırlayacak ve önümüzdeki beş yıllık bütçesini onaylayacak üyelerini belirleyecek.
Avrupa Parlamentosu’nun yanı sıra, yasama yetkisini kendisiyle paylaşan karar organı AB Konseyi’nin ve AB’nin yürütme organı olan Komisyon’un üyeleri de değişecek.
Her ülkenin nüfusu oranında milletvekili seçtiği seçimlerde bu kez ilk kez 705 yerine 720 milletvekili seçilecek.
Bazı ülkelerde oy verme yaşının düşürülmesi nedeniyle 18 yaşın altındaki seçmenler de ilk kez oy kullanacak.
İlk kez Almanya, Avusturya, Belçika ve Malta’dan 16 yaşındakiler ile Yunanistan’dan 17 yaşındaki gençler AB’nin geleceğinde söz sahibi olacak.
Avrupa İstatistik Ofisi’nin (Eurostat) verilerine göre Almanya’da 5,1 milyon, Fransa’da 4 milyon ve İtalya’da 2,8 milyon kişi ilk kez oy kullanacak.
AP’nin Aralık 2023’te 27 ülkede gerçekleştirdiği “Eurobarometer” araştırmasına göre nüfusun yüzde 57’si seçimlerle ilgileniyor. Geri kalanlar oylarının hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine inanıyor veya genel olarak siyasete güvenmiyor. Ancak Avrupalıların %68’i seçimlerde oy kullanabileceğini söylüyor.
7 siyasi grup yarışacak
Şu anda Avrupa Parlamentosu’nda en büyüğünden en küçüğüne Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalistler ve Demokratlar (S&D), Yenilenen Avrupa, Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler (ECR), Kimlik ve Demokrasi (ID) ve sol ve bağımsız temsilcilerin de aralarında bulunduğu 7 grup var.
Avrupa Parlamentosu’ndaki en büyük siyasi oluşum, Hıristiyan Demokratlar olarak bilinen merkez sağ EPP’dir. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola’nın da yer aldığı grubun 177 sandalyesi bulunuyor.
İkinci büyük grup olan merkez sol S&D’nin ise 139 milletvekili var. S&D grubunda İspanyol politikacılar, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez yer alıyor.
Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in de üyesi olduğu ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un girişimiyle kurulan liberal Renew partisinin 102 sandalyesi bulunuyor.
İklim, çevre ve göçmen hakları gibi konularda ön planda olan Yeşiller/Avrupa Özgür İttifakı, Avrupa Parlamentosu’nda 72 üyeyle temsil ediliyor.
Avrupa Parlamentosu’ndaki muhafazakar partilerin oluşturduğu ve başkanlığını İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin yaptığı ECR’nin 68 sandalyesi bulunuyor.
Üye ülkelerden 9 partinin birleşmesiyle oluşan aşırı sağ ID partisinin 59 milletvekili bulunuyor. Grupta Hollanda’da Geert Wilders liderliğindeki PVV, Fransa’da Marine Le Pen’in RN partisi, Almanya’da aşırı sağ AfD, Avusturya’da FPÖ, İtalya’da Matteo Salvini’nin Ligi, Belçika’da aşırı sağcı Vlaams Belang yer alıyor.
Avrupa Parlamentosu’ndaki en küçük grup 37 milletvekiliyle sol gruptur. Filistin haklarının en sesli savunucuları olan Mick Wallace, Clare Daly, Manu Pineda ve Marc Botenga gibi milletvekilleri sol grubun üyeleridir.
Avrupa Parlamentosu’nda 50 bağımsız milletvekili bulunuyor.
Aşırı sağın sandalye sayısını artıracağı kesin
Seçimlerle ilgili en çok merak edilen sorulardan biri de Avrupa’da son yıllarda aşırı sağ partilerin yükselişinin Avrupa Parlamentosu’na nasıl yansıyacağı.
Genç seçmen sayısının artırılmasının, özellikle sosyal medya aracılığıyla bu kesime hitap eden partilerin sandalye kazanmasında etkili olacağı düşünülüyor.
Araştırma firması Ipsos’un 19 Mart’ta yayınladığı ankete göre en büyük artışı ID grubu çatısı altında birleşen aşırı sağ partiler görecek. ID milletvekili sayısı 22 artarak 59’dan 81’e çıkacak.
Yeşiller ve Yenilenenler 17’şer sandalye kaybedecek. ID Grubu dördüncü siyasi güç olacak.
EPP ve S&D’nin koltuk sayısında radikal bir değişiklik beklenmese de ECR, 8 sandalye kazansa bile ID’nin gerisinde kalacak. Sol grup ise 5 milletvekili ekleyerek en küçük parti olmaya devam edecek.
Avrupa genelinde seçimleri izleyen “Avrupa Seçiliyor” örgütünün yaptığı araştırmada ID’nin 29 Şubat’ta sandalye sayısını 82’ye çıkaracağı öngörülüyordu.
“Avrupa Seçiyor” araştırması, Yeşiller’in Avrupa genelinde ciddi bir oy kaybına uğrayacağını ve Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasında milletvekili sayısının 52’ye düşebileceğini de ortaya koyuyor.
Benzer şekilde Renew grubunun da oy kaybedebileceği ve milletvekili sayısının 87’ye düşebileceği iddia edildi.
EPP’nin AB’deki ana siyasi oyuncu rolünü sürdürerek 184 sandalye kazanacağı, sosyalist S&D grubunun ise yaklaşık 20 sandalye kaybetmesine rağmen ikinci sırayı koruyacağı tahmin ediliyor.
Brüksel merkezli düşünce kuruluşu Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin (ECFR) 24 Ocak tarihli raporuna göre, aralarında Belçika, Avusturya, Fransa ve Hollanda’nın da bulunduğu 9 üye ülkede sağ partiler seçimleri kazanabilir. . Diğer 9 üye ülkede ise bu partiler yarışı ikinci veya üçüncü sırada tamamlayabiliyor.
Sonuç olarak aşırı sağın yükselişiyle birlikte Hıristiyan Demokratlar, muhafazakarlar ve aşırı sağdan oluşan bir koalisyon ilk kez Avrupa Parlamentosu’nda çoğunluğu elde ederek AB politikasına yön verebilecek.
ECFR’nin tahminleri ID’nin sandalye sayısının 98’e, ECR’nin sandalye sayısının 85’e, liberal Renew’in sandalye sayısının 86’ya, Yeşiller’in sandalye sayısının ise 61’e düşeceği yönünde. Hıristiyan Demokratlar grubu EPP 178 milletvekiliyle yerini korurken, S&D 131’e düşse de ikinci grup olmaya devam edecek.
En popüler tahminlere göre aşırı sağa destek artsa bile seçimler Avrupa Parlamentosu’nun ana aritmetiğini değiştirmeyecek.